top of page

Vasiyetname Nedir? Nasıl Yapılır?



Vasiyetname bir ölüme bağlı tasarruftur. Ölüme bağlı tasarruflar bir çeşit hukuki işlemdir. Sağlararası hukuki işlem kişilerin hayatındayken hüküm ifade eder. Ancak ölüme bağlı tasarruflar miras bırakanın ölümünden sonra hüküm doğurur.

Vasiyetname bir ölüme bağlı tasarruftur. Ölüme bağlı tasarruflar bir çeşit hukuki işlemdir. Sağlararası hukuki işlem kişilerin hayatındayken hüküm ifade eder. Ancak ölüme bağlı tasarruflar miras bırakanın ölümünden sonra hüküm doğurur.


Herkes vasiyetname düzenlemekte serbesttir. Vasiyetname bizzat ve şahsen yapılmalıdır. Temsille yapılması mümkün değildir. Vasiyetname yapılması için on beş yaşının doldurulması zorunludur.

Birden farklı şekilde vasiyetname yapılması mümkündür.


-Resmi vasiyetname

-El yazılı vasiyetname

-Sözlü vasiyetname


A) Resmi Vasiyetname


Türk Medeni Kanunu madde 532’ye göre;


“Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir” denilerek resmi olarak vasiyetname düzenlenebileceği hüküm altına alınmıştır.


Buna göre resmi vasiyetname iki tanığın katılmasıyla düzenlenecektir. Resmi bir memur huzurunda düzenlenecektir. Öncelikle miras bırakan; arzularını resmi memura bildirir, ilgili arzular memur veya çalışanı tarafından yazılır ve okuması için miras bırakana verilir. Vasiyetname miras bırakan tarafından okunur ve imzalanır. Ardından memur tarih atarak vasiyetnameyi imzalar. Bunun üzerine tanıklar beyana şahitlik ettiklerini, miras bırakanın ehil olduğunu gördüklerini yazarak imzalarlar. Tanıkların içeriğini bilmesine gerek yoktur. Tanıkların vasiyetnamenin içeriğini onaylayıp onaylamadıklarını belirtmeleri gerekmez.


B) El Yazılı Vasiyetname


Türk Medeni Kanunu madde 538’ye göre;


“El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar miras bırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur. El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir.” denilerek yalnızca el yazısı ile yazılmış vasiyetnamenin düzenlenebileceği hüküm altına alınmıştır.


Buna göre el yazısı ile yazılmış vasiyetnamenin yazıldığı yıl, ay, gün özellikle belirtilmiş olmalı ve vasiyet içeriği ile birlikte tarihler de miras bırakanın el yazısı ile yazılmış olmalıdır. İlgili vasiyetnamenin neye yazıldığının veya hangi dilde yazıldığının da önemi yoktur.


C) Sözlü Vasiyetname


Türk Medeni Kanunu madde 539’ye göre;


“ Miras bırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Bunun için miras bırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.” denilerek sözlü vasiyetnamenin nasıl yapılabileceği belirtilmiştir.


Miras bırakan yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi gibi olağanüstü durumlar içerisindeyse ve resmi veya el yazılı vasiyet yapamayacak durumdaysa sözlü vasiyetname yoluna başvurabilir. Miras bırakan son arzularını iki tanığa aktarır ve pnlara bu beyanına uygun bir vasiyet yazmaları görevini yükler. Miras bırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri son arzuları uygun bulunduğu ilk anda yer, gün, ay, yıl belirterek hemen yazar, imzalar ve diğer tanığa da imzalatır. Yazılan belge vakit geçirilmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve miras bırakanın ehil olduğunu beyan ederler. Miras bırakan tarafından başka şekilde vasiyetname yapma ihtimali ortaya çıkar ise sözlü vasiyetname bir ay geçmekle hükümsüz kalır.


Vasiyetnameye Yönelik Yargıtay Kararları


“Resmi vasiyetnamenin yapılmasında tanık olan şahıs vasiyetnameden yararlanıyorsa, bu husus vasiyetin iptali sebebidir.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 08/03/1977 1882/1969)


“‘Davacılar, dava dilekçesinde; açıkladıkları sebeple, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini, mümkün olmadığında mahfuz hisseleri oranında tenkis talep etmişlerdir. Mahkemece, vasiyetnamenin iptali talebi reddedildiğinden bahisle tenkis talebine ilişkin dava tefrik edilmiştir. Oysa terditli olarak açılan ve aynı dilekçe ile dava konusu edilen tenkis isteminin iş bu davada bakılıp sonuçlandırılması gerekir. Zira, tenkis davasının tefrik edilmesi ve ayrı bir esasa kaydı davayı uzatacağından; usul ekonomisine aykırılık oluşturur. Bu nedenle, mahkemece verilen tefrik kararı da usul ve yasaya aykırı olup, doğru değildir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2009/16930 E., 2010/2852 K.)


Vasiyetnamenin yorumunda gözönünde bulundurulması gereken kurallardan biri; ölüme bağlı tasarrufun geçerliliğini üstün tutan Favor Testemanti prensibi, diğeri de yorumun kanuni mirasçılık yararına yorumlanması ilkesidir. Bunlara göre miras bırakanın ölüme bağlı tasarruflarını iptalden çok muhafaza etmek vasiyetçinin arzu ve iradesine daha uygun düşer” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1990/2-346 E., 1990/586 K.)

bottom of page